MÜRSELAT SÜRESİ
1.2.3.4.5.6-Ardarda irfanla gönderilenlere, şiddetle esip de savuranlara ve dağıtıp yayanlara ve doğruyu yanlıştan ayıranlara ,uyarı veya özür olarak zikri/öğütü/fıtratı hatırlatmayı söyleyenlere andolsun.
7-Muhakkak ki vaadedilen/gerçekleşecek olan şey, mutlaka vuku bulacaktır/gerçekleşecektir.
8-Öyle ki, yıldızların ışığı giderildiği zaman.
9-Gök yarıldığı zaman,
10-Dağlar dağıldığı zaman,
11-Peygamberlerin/resullerin/elçilerin vakti tayin edildiği zaman,
12-Hangi gün için tecil edildi/ertelendi.
13-Ayırma günü için
14-O fasıl/ayırma gününün ne olduğunu sana bildiren nedir?
15-O günü yalanlayanların vay hâline!
16-Biz öncekileri helâk etmedik mi?
17-Sonra, diğerlerini/daha sonra gelenleri de onlara tabi kılarız.
18-Suçlulara işte böyle yaparız.
19-İzin günü/kıyamet gününü yalanlayanların vay haline!
20-Sizi basit bir sudan yaratmadık mı?
21.22-Sonra onu tayin edilen belli bir süreye kadar sağlam bir mekanda tuttuk.
23-İşte biz bunu ölçüye göre takdir ettik. Biz ne güzel takdir verenleriz!
24-İzin günü/kıyamet gününü yalanlayanların vay haline!
25.26-Yeryüzünü dirilere ve ölülere toplanma yeri yapmadık mı?
27-Yeryüzünde haşmetli dağlar meydana getirdik. Sizi tatlı sular ile suladık.
28-İzin günü/kıyamet gününü yalanlayanların vay haline!
29.30-O yalanlamış olduğunuz üç dala ayrılmış olan gölgeye gidin!
31-Gölgelendirmez ve yakıcı aleve bir faydası olmaz.
32-Muhakkak ki o, saray gibi büyük kıvılcımlar atar.
33-O sanki sarı develer gibidir.
34-İzin günü/kıyamet gününü yalanlayanların vay haline!
35-Bu, konuşamayacakları gündür.
36-Ve onlara artık özür dilemeleri için izin verilmez.
37-İzin günü/kıyamet gününü yalanlayanların vay haline!
38-Bu ayrılma günüdür.Sizi ve önceden gelenleri biraraya topladık.
39-Eğer bir tuzağınız varsa, haydi bana tuzak kurun!
40-İzin günü/kıyamet gününü yalanlayanların vay haline!
41-Muhakkak ki muttakiler/takva sahipleri gölgelerde ve pınarbaşlarındadır.
42-Ve canlarının istediği meyveler içindedirler.
43-Yaptıklarınız sebebiyle afiyetle yiyin ve için.
44-Muhakkak ki Biz, muhsinleri/takva sahiplerini/güzel işlerde bulunanları işte böyle mükâfatlandırırız.
45-İzin günü/kıyamet gününü yalanlayanların vay haline!
46-Yiyin ve geçici olarak biraz faydalanın ; siz suçlularsınız.
47-İzin günü/kıyamet gününü yalanlayanların vay haline!
48-Ve onlara: “Rükû edin!” denildiği zaman rükû etmezler/boyun eğmezler.
49-İzin günü/kıyamet gününü yalanlayanların vay haline!
50-Bundan başka artık hangi hadise/söze inanacaklar?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder